Çarşamba, Aralık 4, 2024
- REKLAM -

İlgili Haberler

Tarım ve Gıdanın Önemi Bir Kez Daha Anlaşıldı

Tüm dünya ülkelerini etkisi altına alan ve insan sağlığını tehdit eden Koronavirüs (Covid-19) salgını ile bir kez daha insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan gıda gereksinimini karşılayan tarımın ne kadar stratejik ve hayati bir sektör olduğu anlaşıldı.

Ülkemiz tarımı ve gıda üretimi hakkında önemli bilgiler paylaşan Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, “Son yıllarda nüfus artışı, küresel ısınma ve iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması gibi faktörler ile sık sık gündeme gelen tarım sektörü, bu kez küresel bir virüs pandemisi ile tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve gıda arz güvenliği kavramları ile çok daha güçlü bir şekilde dünya gündeminde yer almıştır. Bu tür sorunların global olarak bundan sonra da sıklıkla yaşanacağı genel kabulünden hareketle geçmişte olduğu gibi gelecekte de tarım ve gıdanın bugünkünden çok daha önemli olacağını, bu yüzyılda tarım sektörünün savunma kadar önemli bir stratejik sektör haline gelmekte olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.

“Tüm Krizlerde Para İle Tarımsal Ürünlere ve Gıdaya Ulaşılamayabilir”

Yaşadığımız Covid-19 pandemisinden en fazla etkilenecek sektörün tarım ve gıda olacağının tartışıldığını söyleyen Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, ülkelerin Koronavirüs nedeniyle tarım ürünlerinin dış ticaretinde önemli kısıtlamaların başladığını ve bu durumun artarak devam edeceği düşüncesinin dünya gündeminin baş sırasında olduğunu vurguladı. Avrasya Ekonomik Konseyi’nin Koronavirüs salgının yayılması riskine karşı halkın gıda ihtiyacında sorun yaşanmaması ve yeterli gıdanın temini için bu tür önlemlere başvurulduğunu rapor ettiğini anımsatan Prof. Dr. Öztemiz, “Ayrıca, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), virüsün yayılma hızına bağlı olarak küresel gıda tedarikinde deniz ve kara taşımacılığında uygulanan sıkı sağlık tedbirleri ve bazı ülkelerin tarım ürünleri ihracatına kısıtlama getirmesi nedeni ile lojistik yavaşlama olacağını açıklamıştır. Avrasya Ekonomik Birliği üyesi ülkelerden Rusya, Kazakistan, Ermenistan, Belarus ve Kırgızistan Koronavirüs (Covid-19) önlemleri kapsamında çok sayıda tarım ürününün özellikle arpa ve buğday gibi tahılların ihracatını belirli bir süre yasaklamıştır. Yaşadığımız kriz gıda arzının azaltmasına, gıdaya erişimin aksamasına ve dünyada gıda fiyatlarının yükselme eğilimi göstermesine ve birçok ülkede market raflarının boşalmasına neden olmaktadır. Salgının süresi bilinmemekle birlikte, devamı halinde bu durumun daha da dramatik bir hale dönüşeceği aşikârdır. Geçmiş krizlerde olduğu gibi (kuraklık, savaşlar vs), bu pandemi sürecinde ve gelecekte görülme sıklığında artış olacağı öngörülen tüm krizlerde de para ile tarımsal ürünlere ve gıdaya ulaşılamayacağı bir vahim tablo ile tüm dünya karşı karşıyadır.” şeklinde açıklamalarda bulunarak gıdanın nedenli önemli olduğuna vurgu yaptı.

Tarım ve Orman Bakanlığı ile Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) Tebrik Edilmesi Gerekir

Pandemi sürecinde gelişmiş birçok ülkede dahi market raflarının boş kaldığına dikkat çeken Sevcan Öztemiz, ülkemizde gıda sorunu yaşanmamasının, ülkemizin tarım ve gıda potansiyelinin yüksekliğine işaret ettiğini ifade etti. Ülkemizin bu başarısının altında önemli katkıları bulunan; başta ziraat mühendislerimiz olmak üzere, çiftçilerimizin, sektöre hizmet sağlayan tüm teknik personelimizin, ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızın ve bunların karar alma süreçlerini başarı ile yöneten Tarım ve Orman Bakanlığı ile Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) tebrik edilmesi gerektiğinin altını çizen Öğretim Üyesi, yaşadığımız bu zorlu süreçte (UHK Buğday Raporu, 2020) tarımda kendimize yeterliliğin önemini bir kez daha ortaya çıkardığını söyledi.

Ayrıca, Bölgesinde etkin bir konumda olan ülkemizden, gönül coğrafyaların beklentilerine de karşılık vermesinin önemine değinen Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, belirli ürünlerde kamu, özel sektör ve üretici örgütlerinin mevcut stoklama kapasitelerini artırmaları yönünde stratejiler geliştirmeleri kritik önem arz ettiğinin altını çizdi.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yaptığı çalışmalara da değinen Prof. Dr. Öztemiz, FAO; pandeminin gıda ve tarım üzerindeki etkilerini hafifletmek için, ülkeleri; nüfuslarının acil gıda ihtiyaçlarını karşılamayı, sosyal koruma programlarını artırmayı, gıda tedarik zincirlerinin akmamasını sağlamayı ve ticaretle ilgili maliyetleri azaltmayı hedeflemeleri yönünde programlar geliştirmelerine yönlendirdiğini söyledi.

Pandemi Gıda Güvenliğinin Ne Kadar Önemli Olduğunu Bir Kez Daha Gösterdi

Ülkemizde tarım sektörünün gelişmesini sağlamak ve 2023 vizyonu hedeflerine taşımak için tarım ile teknolojinin entegre olduğu sürdürülebilir bir tarım anlayışının güçlendirilmesine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, “Sürdürülebilir tarım, gıda maddelerinin düşük girdilerle yeterli ve kaliteli üretimini, tarımsal alan, çevre ve doğal tarım kaynaklarının korunmasını,  çiftçilerin ve kırsal kesimde yaşayanların hayat standartlarının arttırılmasını sağlayacak sistem ve uygulamaları içermektedir. Bu sistemde gelecek nesillere sağlıklı ve yaşanılabilir bir çevre bırakmak için doğal kaynakların çevresel, ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan sürdürülebilir bir biçimde kullanılması hedeflenmektedir. Sürdürülebilirliği sağlanan tarımsal üretiminin ardından gıda üretiminin de sürdürülebilir olması beslenme için gerekli gıda tedarik zinciri açısından önemlidir. Çünkü gıda sektörü de hammaddesini tarım sektöründen karşılamaktadır. Tüm bu özelliklere sahip tarım sektörünün tarımsal arz güvenliğinin garanti altına alınması önem kazanmıştır. Tarımsal üretimde kendine yeterlik ve yaşadığımız pandemi gibi olağanüstü durumlarda zor durumda kalmamak için gıda güvenliğinin ne kadar hayati önem taşıdığı daha net anlaşılmıştır.” dedi.

Tarımsal potansiyeli yüksek olan Ülkemizin tarım ve gıda sektöründeki mevcut potansiyelinin sürdürülebilir olması için herkese çok önemli görevler düştüğünü vurgulayan Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, “Bu da ancak nitelikli tarımsal eğitim ile piyasanın isteklerini karşılayan ziraat mühendisleri ile mümkün olacaktır. Ayrıca, kırsal kalkınma anlayışı ile gençlerimizi tarıma özendirmek ve kentlere göçü engelleyerek kırsal alanda tarımsal istihdamın sağlanması da yararlı olacaktır. Ülkemizin bir tarım ülkesi olduğu ve insanoğlu var olduğu sürece tarıma dayalı gıda gereksiniminin de olacağı pandemi sonrasında da asla unutulmamalıdır.” diyerek tarımda üretimin devamlılığının önemini vurguladı.

Kaynak: Düzce Üniversitesi

Son Haberler